PAYLAŞIMIN YENİ ADRESİ
YNSBCR FORUMUNA HOŞ GELDİNİZ.
MODERATÖR ALIMLARI BAŞLAMIŞTIR.
ÜYE OLUN SİZ KAZANIN.


EDEBİYAT VE FELSEFE Bannerj
[İMG]https://2img.net/r/ihimizer/img84/6679/uyeolbl6.png[/İMG]

PAYLAŞIMIN YENİ ADRESİ
YNSBCR FORUMUNA HOŞ GELDİNİZ.
MODERATÖR ALIMLARI BAŞLAMIŞTIR.
ÜYE OLUN SİZ KAZANIN.


EDEBİYAT VE FELSEFE Bannerj
[İMG]https://2img.net/r/ihimizer/img84/6679/uyeolbl6.png[/İMG]

PAYLAŞIMIN YENİ ADRESİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


PAYLAŞIMIN YENİ ADRESİHoş geldin, .
Son Ziyaretiniz:
Mesaj Sayınız: 0

 
Anasayfa  Arama  Latest images  Kayıt Ol  Giriş yap  
MÖDERATÖR ALIMLARI BAŞLAMIŞTIR.

 

 EDEBİYAT VE FELSEFE

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
c3s3tx
Admin
Admin
avatar


Nerden Nerden : samsun
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 20/05/09
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 7
UYKULU
Reklam : www.chatmerkeziforum.org

Kişi sayfası
Başarı Puanı:
EDEBİYAT VE FELSEFE Imgleft999/99EDEBİYAT VE FELSEFE Emptybarbleue  (999/99)
Seviye:
EDEBİYAT VE FELSEFE Imgleft999/999EDEBİYAT VE FELSEFE Emptybarbleue  (999/999)
Güçlülük:
EDEBİYAT VE FELSEFE Imgleft99/99EDEBİYAT VE FELSEFE Emptybarbleue  (99/99)

EDEBİYAT VE FELSEFE Empty
MesajKonu: EDEBİYAT VE FELSEFE   EDEBİYAT VE FELSEFE Icon_minitimeCuma Mayıs 22, 2009 6:23 pm

--------------------------------------------------------------------------------

Felsefe ile edebiyat ilişkisi, genelde felsefeden edebiyata doğru bir ilişki olup, felsefenin, edebiyat yapıtının gerisindeki felsefi anlayışı tanımlaması yönündedir. Bununla birlikte, bazı edebiyat yapıtlarının da bazı felsefecilere `örnek olduğu bilinen bir gerçektir.

Felsefe ile edebiyat arasındaki bir diğer ilişki biçimi ise, edebiyat teorisinin oluşumunda ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi, Aristotelesin Poetika, Immanuel Kantın Yargı Gücünün Eleştirisi, Hegelin Estetik adlı yapıtları, bu ilişki biçiminin sonucunda oluşmuş başyapıtlardır.

Felsefe ile edebiyat arasındaki bir diğer ilişki biçimi ise, mevcut edebi yapıtların, gerçeklikte yaşanan sorunlarla sorunsal bağının kopması durumunda yaşanmaktadır. Felsefe, bu durumda, edebiyatın yaşadığı bunalımın neden ve kökenlerinin ne olduğunu tanımlamaya çalışmaktadır.

XXI. Dünya Felsefe Kongresinin Felsefe ve Edebiyat oturumlarında sunulan bildirilerin içerikleri bu yöndeydi.

Raisa Aleynik, `Estetik Deneyim ve Dekonstruksiyon başlıklı sunumunda, postmodenizmin akademik olmayan bir tarzda felsefe yapmasının dikkate değer olduğunu dile getirdi.

Aleynike göre, postmodernizm felsefeyi, edebiyat teorisini; sosyolojiyi, tarih araştırmalarının da etkilemekteydi. Postmodernizmin oluşmasında, edebiyata bakış, estetik bakış büyük rol oynamıştır. Derridanın, felsefe ve edebiyatı, tür ve tarz olarak eşit hale getirmeyi amaçlayan ilk dönem çalışmaları, bu anlamda ilgi çekici olmuştur.

Derridanın dekonstruksiyon anlayışında kültür, doğaya baskın çıkmaktadır, Rusyadaki dekonstıuksiyon çalışmalarında ise (L. Karasaev) tam tersi, doğanın kültüre baskın geldiği görülüyordu. Dekonstruksiyonun farklı yönlerini gösteren bu iki stratejisi, aslında birbirlerini tamamlamaktaydı: Biri bize Avrupa rasyonalizminin mutlaklık tehlikesini hatirlatır, diğeri ise bilincin dünyadan kovulması tehlikesini.

Kolombiyalı felsefeci Jose Gabriel Coley, `Gabriel Garcia Marquezde Özgürlük ve Kader başlıklı sunumunda, Marquezin roman kişilerinin özgürlük ve yazgı arasında gidip geldiklerini söyledi. Coleyin bildirisi, katılımcıların katkısıyla derinlemesine tartışıldı.

Türkiye adına katılan İngiliz konuşmacı Barry Stocker, `Roman ve Hegelin Edebiyat Felsefesi başlıklı sunumunda, Hegel in karşıtların birliği kavramını oluştururken, Schlegelin ironi görüşünden yararlığını dile getirdi. Ona göre, Hegel, edebiyata felsefenin altında bir yer tanıyordu. Hegel, ironiyi güzel ruhun negatif konumu olarak tanımlıyordu. Güzel ruh, ironiyle, dünyadaki kötülüğe karşı dıırurken, kendisi kötülüğe dönüşüyordu.

Edebiyatın bugün dünyada yaşanan terorizm, insan haklarının ihlali, küreselleşme gibi problemleri konu edinememesinin iki nedeni vardı: Bunlardan biri, bugünkü edebiyatın, 19. yüzyılda ilerlemeci edebiyat anlayışına göre kurulmuş olmasıydı. Bu anlayışa göre, örneğin roman, toplumun ileriye doğru gelişimini betimliyordu. Bu bağlamda, edebiyat, terör eylemi yapan ama kendisini "kurtuluş mücadelesi veren bir örgüt" olarak tanımlayan bir örgütün eylemlerini terorizm olarak gösteremiyordu. Edebiyat kahramanı değil, kişi figürünü temel almalıydı. Olup biteni betimlemekten çok sorunu göstermeliydi. Böyle bir edebiyat anlayışının modeli ise Homeros değil, Sofoklestir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
EDEBİYAT VE FELSEFE
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» EDEBİYAT AKIMLARI
» EDEBİYAT DÖNEMLERİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
PAYLAŞIMIN YENİ ADRESİ :: YNSBCR FORUMU EĞİTİM :: DERS :: EDEBİYAT-TÜRKÇE-
Buraya geçin: